bugün

entry'ler (32)

yaran türkçe altyazı çevirileri

tyler: are you into her?
çeviri: içine girdin mi?

(bkz: fight club)

başlık entry ve nick uyumu

(bkz: #6344386)

flixster

"aga burda iyi karı vardır he." desturuyla üye olmuş birkaç türk erkek kullanıcısının bülük fotoğrafları ve ölçülerini içeren kullanıcı adlarıyla ucundan katletmeye başladığı site. gerçi sadece türk erkeği değil, adını 76 kişinin bilmediği enteresan ülkelerden de tiki kızlar profil fotoğrafına yorum yapmanız için sizi dürtüyor. "0 film değerlendirmesi, 532 arkadaş" tarzı durumlar gayet yaygın.

glbst

zamanla talihsiz bir çağrışıma dönüşmüş nick.

"oynayalum uşaklar
tirabzon ...."

carrefour

istanbul ve ankara'da hizmet veren sen-al* marketi için bakınız:

http://www.carrefourexpres.com

-evet ne ekspres ne de express; yeni bir soluk bu, expres. ayrıca 35 tl altında sipariş kabul etmiyorlar ancak migros sanal market gibi hizmet bedeli almıyorlar hiç değilse.

internetten film indirmek

sinemaya vurduğu darbeyi elinizde fazladan sinema bileti varken -üstelik bu bilet lanetayt bir seansa da değil galaya- gişe fiyatının da altına satma niyetinize rağmen alıcı bulamadığınızda kavrıyorsunuz. sadece yasaklayarak ya da işi kullanıcının vicdana bırakmak çözüm değil, "dünya'yla aynı anda" yaygınlaşmalı. çoğu film artık türkiye'ye gelmeden kaliteli sürümlerle ve altyazıyla internette bulunuyor zira, izleyici neden beklesin..

cem yılmaz sözlükte yazsa olabilecekler

şahsen cem yılmaz esprileri yaptığı için özenti bulur, eksi oy basarım.*

cep telefonu koyulan cebe başka bir şey koymamak

invisible shield sahibinin derdi değildir.

emek sineması

şimdiye dek gördüğüm en güzel sinema salonu. insan kendini rönesans döneminde sanıyor o işlemelere bakarken. halbuki hiç alakası da yok. klima ya da havalandırma dikkatimi çekmedi ancak salonda hoş bir esinti oluyor film boyunca, hamak da olsa iyi olurdu. iki kötü yanı var, birincisi hamak olmaması değil tabii ki, sıra numarası yazmıyor hiçbir yerde. saya saya bulmak zorundasın koltuğunu. üstelik sistemi de oldukça farklı. sıranın tam ortasındaki koltuklar 1 ve 2 oluyor. 1'in solundan 3,5,7,.. gibi tekler; 2'nin sağından ise 4,6,8,.. şeklinde çift numaralar gidiyor. sıralar ise perdeye en uzak olanı 1'den başlayarak numaralandırılmış. gerçi anlatmayıp şunu da göstersem olurdu:

görsel

ikincisiyse şu ki, perdesinin kirliliği ekranın bembeyaz olduğu sahnelerde göze batıyor, sağ alt taraflarına doğru bir yerde ise yarık mı desem çizik mi, öyle bi şey var. benim gibi obsesif kompulsiflerden özür dilerim. takılmayın olm o kadar ya.

yorumsuz bilgi de vermek gerekirse, filmekimi 2009'un maçka cinebonus'la birlikte iki salonundan biri. festival kapsamında 47 seansa ev sahipliği yapıyor.

filmekimi 2009

17 ekim'de başlayacakken ne te retourne pas, cheri ve whatever works'ün biletleri tükendiği için bu filmlerin 16 ekim'e konan ek seanslarıyla bir gün önce başlamıştır. a serious man ise kopyasında çıkan sorun nedeniyle festival programından çıkarılmış, planlanan seanslarına diğer filmlerden das weisse band, bright star ve skoni tou chronou serpiştirilmiştir.

http://www.iksv.org/filmekimi_2009/index.asp

cheri

izlediğim en sıkıcı filmlerden the queen'in yönetmeni Stephen Frears'ın son yapımı. başrollerinde Michelle Pfeiffer, Rupert Friend, Kathy Bates ve Felicity Jones'un olduğu, filmekimi 2009'da da gösterilen/gösterilecek 'aşkım'ı iksv şöyle özetlemiş:

"Fransız yazar Colette'in şatafatlı Belle Epoque döneminde geçen, cinsellik, para, yaş(lılık), toplum ve aşk hakkındaki bu cüretkâr ve şehvani romanını sinemaya uyarlayan, Atonement / Kefaret, Total Eclipse / Tutkunun Şairleri ve yine Stephen Frears'ın yönettiği Dangerous Liaisons / Tehlikeli ilişkiler filmlerinin de senaryo yazarı olan Christopher Hampton. Aşkım, zengin erkekleri baştan çıkarmasıyla meşhur 49 yaşındaki Léa de Lonval'le, daha 19 yaşındaki havalı ve deneyimsiz Fred'in altı yıl süren ilişkilerini anlatıyor. 1900'lerin başında Paris'te geçen filmde Léa, rakibesi Charlotte'un oğlu Fred'i kadınlar hakkında bir şeyler öğrenmesi için kanatları altına alır. ilişkileri safi zevkten ibaretken birbirlerine âşık olurlar."

http://www.imdb.com/title/tt1179258/

murphy yasaları

televizyon kumandası ihtiyacın olduğunda ya uzanamadığın bir yerdedir ya da asla bulamazsın. ama rahatlamak için kanepeye atladığında dünya yıkılsa bile yerinden kalkmak istemeyecekken tam üstüne oturursun.

the office

altıncı sezonun dördüncü bölümü niagara'nın türkçe altyazısı nihayet çıkmıştır.

--spoiler s06e04--

jim'in içine michael kaçmış. en sevimli bölümlerden biriydi ayrıca. e haliyle.

--spoiler s06e04--

tanrının varlığının ispatlanamamış olması

michael scott bakış açısıyla;

"tanrı yoksa bu kadar kilise neden yapıldı? hem isa'nın babası kim o zaman?"

yamato

two and a half men'i yedinci sezonunda devralmış divxplanet çevirmeni. ingilizce altyazı çıktığı gün türkçesini hazır eder. hem dile hakim hem de çeviride titizdir, çeviri notları dizinin ders kitabı olarak okutulabilir.

süleyman demirel in vefat etmesi

geri dönüşünün habercisidir.

(bkz: ben altı kere gittiysem yedi kere geldim)

abercrombie and fitch

üniversitede statü farkı yaratan nesnelerden sayılsa da her on kişinin yedisinde bulunduğundan pek bir olayı yoktur. ayrıca bayrampaşa'da etiler'den daha yaygın olduğu gözlemlenmiştir.

14 ekim 2009 türkiye ermenistan maçı

ankaragücü'ne büyük destek var şu dakikada. haydi ankaragücü!

burası istanbul

camları ve yerleri silmeye 120 tl isteyen temizlikçinin gerekçesi.

fenerbahçe nin balkanların barcelona sı olması

(ara: hayallerde yaşıyor)